• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Kur'an İncelemeleri

 
Site Menüsü

39Araf Suresi 33




Hatalı Çevrilen Ayetler



İsm, sözcüğü günah demek değildir.


Araf Suresi 33


33De ki: “Rabbim, sadece iğrençlikleri; onun açık ve gizli olanını, zararları, haksız yere başkaldırmayı, haklarında hiçbir delil indirmediği şeyleri Allah'a ortak koşmanızı ve Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi haram etmiştir.”

Bu âyette Rabbimiz her isteyenin haramlaştırma yapamayacağını, bu konuda yetkinin sadece Kendisinde olduğunu bildirircesine, peygamberimizden haram kıldığı temel hususları insanlara açıklamasını istemektedir. Haram kılınanlar, gizli ve aşikâr fuhşiyât, günahlar, haksız yere başkaldırı, şirk ve Allah'a karşı yalan gibi çirkin iş ve davranışlardır.

GİZLİ ve ÂŞİKÂR FUHŞİYAT:28. âyetin tahlilinde verdiğimiz fuhşiyâtı anlatan âyetlerden anladığımıza göre, fahşâ ve fuhşiyât'ın gizli olanı "zina" gibi gizli yapılanıdır; aşikâr olanı ise baba eşlerini nikâhlamak gibi kitabına uydurularak alenen yapılanıdır.

GÜNAHLAR: Bizim "Zarar" diye çevirdiğimiz sözcüğün orijinali الاثم[el-ism]dir. Bu sözcüğün esas anlamı "ihmal, noksanlaştırma; zarara uğrama, getirinin karşıtı; götürü" demektir. Sözcük, Arapların geç kalan, ağırdan alan deve için kullandıkları esimetü'n-nâkatü tabirlerinden doğmuştur. Sözcüğün bu anlam kökeni dikkate alındığında, âyetteki anlamının da "insanın yapabilmeye gücü olmasına rağmen Rabbinin emirlerini ihmal etmesi, yapmaması, kendini zarara sokması " demek olmaktadır. [el İsfehani; el Müfredat, Lisanü’l Arab, " ism" mad.] Sözcüğün gerçek anlamının bu açılımı sayesinde hangi davranışın bu sözcük kapsamında olduğu kolayca bilinebilmektedir.

el-İsm sözcüğü Kur’ân'da açık olarak aşağıdaki davranışlar için kullanılmıştır:

* Allah'a karşı yalan uydurmak. (Nisâ/50)

* Şirk koşmak. (Nisâ/48)

* Başkalarının malını haksız olarak yemek ve hâkimlere rüşvet vermek. (Bakara/188)

* İçki ve kumar. (Bakara/219)

* Su-i zann. (Hucurât/12)

* Şâhitliği saklamak. (Bakara/283)

* Zina. (Furkân/68)

HAKSIZ YERE BAŞKALDIRMA:Bu günah, insanın hakkı olmayan sahaya girmesi, özellikle de meşru yönetimlere karşı makam ve para gibi kişisel çıkarları için baş kaldırması, kargaşa doğurması, anarşi yaratmasıdır.

Emredenin fâcir ve fâsık olması durumunda suskun kalmayarak, itaat etmeyerek yapılan baş kaldırma "haksız baş kaldırma" değildir. "Zulüm" ve "fesat" karşısında suskun kalınamayacağı gibi, haklı olarak Allah adına baş kaldırmak da gerekir.

ŞİRK:Fatiha sûresi'nin tahlilinde tanımını yaptığımız bu konuya, çeşitli vesilelerle değindiğimiz ve İhlâs sûresi'nde de "Tevhid İlkesi" başlığı altında ayrıntılı olarak yer verdiğimiz için burada tekrar girmiyoruz.

ALLAH'A KARŞI YALAN:Çok eskilerden başlayıp tarihte her zaman ve her yerde çok görülen bu davranış, insanları maddi ve manevi yönden sömürebilmek için onları Allah'ın adını kullanarak aldatmaktır. Allah'ın haram etmediğini "Allah haram etti"; ya da Allah'ın haram ettiğini "Allah bunu helâl kıldı" diyerek insanlara yalan söylemek şeklinde ortaya çıkan bu davranışın bir adı da "Allah ile aldatma"dır:

79Artık yazıklar olsun o kimselere ki, kendi elleriyle kitap yazarlar da sonra biraz paraya satmak için, "Bu, Allah katındandır" derler. Artık o elleriyle yazdıkları yüzünden onlara yazıklar olsun! O kazandıkları şeyler yüzünden kendilerine yazıklar olsun! [Bakara/79]

Âyetteki haram listesine bakıldığında Rabbimizin yasaklarının nesebin, ırzın-namusun, aklın, canın-malın ve dinin korunmasına yönelik olduğu görülmektedir.*

*İşte Kuran, Araf Suresi








33De ki: “Rabbim, sadece iğrençlikleri; onun açık ve gizli olanını, zararları, haksız yere başkaldırmayı, haklarında hiçbir delil indirmediği şeyleri Allah'a ortak koşmanızı ve Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi haram etmiştir.”



Araf suresi 33.ncü ayetteki el- ism sözcüğü ile ifade edilen eylemlere genellikle günah deyip geçiyoruz. Halk arasında günah adlandırılan sakıncalar; onbir-oniki civarında farklı sözcük ile Kur’an’da geçen kötü eylem vardır. Bu sözcükler hep birbirlerinden farklıdır.


Arapçada günah sözcüğü “cünah” sözcüğü ile ifade edilir. Cünah sakınca demektir. Sakıncalı şeylere günah deyip geçiyoruz.


İsm: ihmal, noksanlaştırma, zarara uğrama, getirinin karşıtı-götürü.


Kur’an’dan bir örnek Bakara 219. ayet. Sarhoş olmak ve kumardan kazanç sağlamak konusunu Cenab-ı Hakk anlatırken her ikisinin kumarında içki içmenin hem faydası hem de zararı var der. Bunu dedikten sonra “onların ismi-zararı” götürüsü getirisinden fazladır. Allah zararları da haram etmiş. Yani kendine zarar vermeyi, bir başkasına zarar vermeyi yasaklamıştır. Sosyal hayatta, aile hayatında, doğaya da zarar vermeyi Allah yasaklamıştır. Tüm bu alanlarda eksikliğin, zararın oluşmasının önlenmesi için yasaklanmıştır.

Burada “ism” sözcüğüne günah anlamı verilince; hem anlam uygun düşmüyor hem de Allah’ın verdiği mesaj anlaşılmaz hale geliyor.


Bu nedenle müfessirler Kur’an’da geçen sözcüklerin öz anlamlarına sadık kalınarak meal çalışmaları yapmaları gerekir.

Bakara 219,220.Sana aklı karıştıran/örten şeylerden ve şans oyunlarından soruyorlar. De ki: “Bu ikisinde büyük bir günah, bir de insanlar için bazı menfaatler vardır. Fakat dünya ve âhirette günahları, menfaatlerinden daha büyüktür.” Yine sana neyi Allah yolunda harcayacaklarını soruyorlar. De ki: “İhtiyaçtan fazlasını harcayın.” Allah, iyiden iyiye düşünürsünüz diye âyetlerini işte böyle sizin için ortaya koyuyor. Sana yetimlerden de soruyorlar. De ki: Onlar için, “iyileştirme”, en iyisidir. Eğer onlara karışırsanız, artık onlar sizin kardeşlerinizdir. Allah, bozguncuyla iyileştiriciyi birbirinden ayırt eder. Eğer Allah dileseydi, sizi zora koşardı. Şüphesiz Allah, en üstün, en güçlü, en şerefli, mağlûp edilmesi mümkün olmayan/mutlak galip olandır, en iyi yasa koyan, bozulmayı iyi engelleyen/sağlam yapandır.


• Nisa 50: Allah’a yalan uydurmak bu sözcük (ism) ile ifade edilmiş. Kendine zarar verdiğinden, başkasına zarar verdiğinden dolayı ism-zarar sözcüğü ile ifade edilmiştir.
Allah şöyle dedi, hadisler söyleyerek peygamber şöyle dedi diye başlanan sözler, gerçeğe aykırı olduğunda faydasından çok zararı olur. İyi niyetle uydurulmuş şeyler olsa da sonuç değişmez. Bu eylemler bu nedenle ism-zarar olarak adlandırılır.


• Hucurat 12. ayet Su-i zan;


• Şahitliği saklamak; ism sözcüğü ile ifade edilmiş. Şahitliği saklamak adaletin sağlanmasına engel olur, toplumu yozlaştırır. Bunun getirisi mi çok götürüsü mü?


• Furkan 86. ayet Zina; ism sözcüğü ile ifade edilenler arasındadır. Zina gizli yapılan bir kusurdur. Toplumun yozlaşmasına neden olur, aile kavramını kökünden dinamitler. Bunun getirisi mi çok götürüsü mü?


• Haksız yere başkaldırma; (bağy: meşru yönetime baş kaldırma). Müslümanların bağımsız devlet olma zorunluluğu vardır. Ben bunu istemiyorum, kabul etmiyorum diye baş kaldıramayı da Allah haram etmiştir. Müslümanların haklı yere ve haksız yere başkaldırı konusunu iyice bilmeleri gerekir. Burada ince bir çizgi vardır.


Görüldüğü üzere İsm, günah demek değildir. İsm sözcüğü, götürüsü fazla olan zararlar demektir.




*Kuran ve İslam Programı 229.bölüm






Yorumlar - Yorum Yaz
Site Haritası
Takvim